éXcéLLéNc3*666 Admin
Mesaj Sayısı : 145 Kayıt tarihi : 13/09/07
| Konu: yéR,yöN,yoL ... Çarş. Ekim 03, 2007 12:32 am | |
| Yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.
Kendi yerini yerleşiklikte bulamayan kişi, onu yolculukta arar.
Nasıl, bir yer, bir yolun başı ya da sonu; bir yol da, bir yerden önceki ya da sonraki bir durumsa — kişinin durumu da, hep, öyle, ya da, böyledir...
Yerini yitiren kişi, yola çıkmak zorundadır.
Yola çıkan kişi, yeni bir yer arıyordur — ama yola hep bir (eski) yerden çıkıldığını da unutmaz : her varılan yerin de (yeniden) bir yola çıkış yeri olabileceğini...
Yabancılığını kalıcı kılmak isteyen kişinin, yerleşikliğinden rahatsız olması gerekir; ve tersi : yerleşikliğinden rahatsızlık duyan kişinin, kalıcı bir yabancılık bulması...
Yerleşiklik, herbir yandan bağlandığımız, hepsi de gergin zincirlerin verdiği bir dinginliktir ancak — yani, bir sıkı kölelik...
Ama, "mutlak kölelik" dışında, her kölelik, köleye devinimde bulunduğu izlenimini verecek kadar gevşek tutar onun zincirlerini — gerginlik, zincirden zincir olarak uzaklaşma çabasıyla belirir; böylece de kişi, çok devingen olduğu, sürekli etkinlikte bulunduğunu sandığı bir edilgenlik, bir sürüklenme içinde yuvarlanıp — gitmez...
Yerleşiklikten rahatsız olan kişinin gezginlikte aradığı, aslında, yerleşebileceği bir yerdir: Düzenini bozarak gezginliğe çıkan kişi, kendi düzeninin peşine düşmüştür.
Gezginlik de, öte yandan, hiçbir bağlantı taşımaksızın, salt gezmek için gezmek haline gelebilir rahatlıkla, kolayca — bu kez de tam bir boşluk...
Zincirlerin —gergin ya da gevşek— tam yokluğu da, boşluğa köle olmaktır.
Köleliğe tek çare, herhalde, zincirlerini koparmak ve zincirsiz kalmak değil, kendi zincirlerini kendisi yapmış, kendisi kendi ayaklarına takmış, bağlamış olmaktır — özgürlük de budur... (Hani, "kendi kendisinin efendisi olmak"tan söz edilir ya...)
Düşüncenin devinimi, düşünen kişinin devinmesidir ancak — onunla gerçekleşebilir ancak: Yerleşik kişinin düşünceleri de durağan olur.
Çünkü, içinde yeniye yer bırakmayan bir 'düzenliliği' yaşayan kişi, aslında, üst anlamda bir düzensizlik yaşıyordur — içinde yeniye yer tanımayan bir 'düzen', eskinin düzensiz karışımlarından başka bir yere ulaşamaz.
Her an ayrıyı, aykırıyı, yeniyi yaşayan kişi, düzenli bir yaşam yaşıyordur.
İnsanlar ne sanıyorlar ki 'düzen'i — kendi dar, çarpık açılarından bakarak : sabah-akşam, gidiş-gelişlerini 'düzenleyen' bir 'seyrüsefer nizamnamesi' mi?! — Oysa, asıl düzen, düzensizlikten çıkarak düzene ulaşmağa çabalayan bir düzenleme uğraşısında bulunabilir ancak.
'Verilmiş', 'varolan' düzen, yoz bir düzensizlik biçimidir.
Düzenlilik gereksinmesinden —yani, düzensizlikten— çıkmayan 'düzen', beş para etmez, düzen olarak...
Kişi, yoldaş diye, ancak kendi ulaşabildiği yerlere varabilecek, daha ileriye yürüyemeyecek kişiler seçiyorsa, kendisi de duruyor demektir... (Oysa: "...daß Andere sie aufnehmen und fortsetzen ... mögen ... kommen und weiterfliegen ... und es besser machen ...")
Bir yerde ('bir süre için' diyerek) dinelen kişi için en büyük tehlike, o yere yakınlık duyması; o yeri, bütün yollarının sonu, bütün yönlerinin ereği sayması; yerleşebileceği bir yer saymasıdır — en büyük tehlike, huzurlu yerdir:- Mezardır orası...
Her bir yorgun yolcunun dineldiği yer, dinlenmiş bir yolcunun yola çıktığı yerdir.
Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce, kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar — kendi yürümek isteyebileceği yola benzer bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur — ama, acaba, o bulduğu yol(lar), tam da bulduğu yol(lar) olarak, kendi aradığı yola aykırı değil mi? — Yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi — ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş) yollarda?!
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük tehlike, o yolu bir yerde durarak, 'bakarak' arayabileceğini (hatta, bulabileceğini) sanmasıdır — çünkü, yollar bulunmaz: yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur — onlar, bulunur; artık, yürünmez...
Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir : kendi yeri — kendisidir... | |
|