Aşka inanmazdım. Hem de hiç. Aşka inanmadığımı tüm dünyaya haykırabliyordum...
O kadar beğeniyordum ki kendimi, eşitimi bulup aşık olabileceğime dair ne bi umudum ne de isteğim vardı.
Bir gece herzamanki gibiuyudum hiçbir şeyden habersiz... Ve bir rüya gördüm... Boşlukların içinde simsiyah bir kalp, öylece duruyordu. Bense gitgide yaklaşıyordum o kalbe, ilk defa siyah eskimiş bir kalp görmenin şaşkınlığı içimde...
Yaklaştım siyah kalbe korkarak. Çünkü ben hayatım boyunca korktum kalplerden ve onlara yakın olmaktan...
Kalbin yanına vardığımda ise içime hapsettiğim acı gerçek akmaya başladı...
Siyah kalp önce senin yüzün oldu, sonra benim.
Ve ben o ana kadar aşka inanmamakla ne kadar zavallılık ettiğimi anlamış oldum...
Hazmettim gerçeği. Senin benim ayrılamaz ve kopamaz bir parçam olduğun gerçeğini...
O rüya beni 16 yıldır uyuduğum uykudan uyandırdı...